Neden Leyla ile Mecnun

Nerede gördüğümü tam hatırlamıyorum. “Eve, ayakkabı çıkarılarak girilen dizi.” diye bir ifade görmüştüm Leyla ile Mecnun için. Televizyonlardaki, çalışmadan(!) lüks evlerde, villalarda yaşayan; sürekli entrika kokan dizilerin yanında çok anlamlı gelmişti bana bu söz.

Gerçekten de, evlere ayakkabıların çıkarılarak girildiği bir dizi Leyla ile Mecnun.

Yani bizden bir dizi.

Bizi anlatan bir dizi.

Her karakterinde bizden bir şeyler bulduğumuz, o karakterlerde hem güldüğümüz hem de hüzünlendiğimiz farklı bir yapıt bana göre Leyla ile Mecnun.

Yeri geldiğinde kahkaha krizlerine sokan; ama aynı zamanda, genellikle bölüm sonlarında hüzün denizine sürükleyen de bir yapıt aynı zamanda.

*

Mecnun’un sevgisine olan sadakati, İsmail Abi’nin o masum tavırları, İskender Abi’nin o babacan duruşu, Erdal Bakkal’ın sinsilikleri, Yavuz’un performansları, Kamil’in bakî yedekliği, Ak Sakallı Dede’sinden Az Sakallı Dedesi’ne, iyilerinden kötülerine ve Leyla’larına kadar her karakterinden bir şeyler bulabileceğiniz ustalık kokan bir yapıt Leyla ile Mecnun.

Nasrettin Hoca misali, güldürürken düşündüren; basit güldürüye kaçmayan, güldürünün altını dolduran; yeri geldiğinde “lafı gediğine koyan”, gitmesi gereken yere mesajı ince bir şekilde oturtan; hayatın her alanını ti’ye alan, Türkçeyle bile dalga(!) geçen; yarana dokunduğu zaman ağlatabilen yegâne bir yapıttır Leyla ile Mecnun.

Arşivliktir.

***

Peki, neden seyretmeliyim ben bu diziyi?

Bana ne katar Leyla ile mi Mecnun?

Yukarıda yazdıklarımı açmam gerekirse eğer; kendimden bir şey bulmak istiyorsam, iki saat boyunca (karakterler benimsenirse) gülmek ve rahatlamak istiyorsam ve Mecnun gibi sevgime sadıksam, kesinlikle kaçırmamalıyım Leyla ile mi Mecnun’u.

Hep, dizinin genel özelliğine dem vurdum; ama vurgulanması gereken en önemli özelliklerden biri de şudur ki; diziye ismini vermiş olan Mecnun ve Layla’sıdır.

Mecnun, aşkına ve sevgisine sadıktır. Ömür boyu da sadık kalacaktır. Sevdiği Leyla’sını trafik kazası sonucu kaybetmiş ve hayatına girebilecek insanları, sadakatinden dolayı hayatına alamamaktadır. Geçici duygular yaşasa da, gönlünde ve aklında hep sevdiği Leyla vardır.

Hayatından uzaklaşıp gitmiş olsa bile…

*

Ufak bir şekilde de İsmail Abi’ye değinmeden olmaz, konu sevgiye gelmişken.

Dizide İsmail Abi’yi genelde, sahil kenarında el sallarken görürsünüz. O eli, hayallerine sallıyordur İsmail Abi.

Ufakken annesi evi terk etmiş, babası gemiyle ondan uzaklaşmış, ailesi uzağında olan gururlu, duygusal bir karakterdir İsmail Abi.

Dükkânın camına yazılan “Cenaze dolayısıyla kapalıyız.” yazısının altına, “Başınız sağ olsun.” yazacak kadar iyi niyetli, saf ve masum birisidir.

Ve gönül vermiştir o da Şekerpare’sine; ama o da terk etmiştir İsmail Abi’yi. Ceketini alıp gitmiştir ve İsmail Abi’nin hep aklınadır bu: “Ceketimi alıp neden gittin?”

Ama o gemi bir gün gelecek İsmail Abi.

***

Mecnun: İsmail Abiii?

İsmail Abi: Hooop!

Mecnun: N’aaptın?

İsmail Abi: İyi Mecnun. N’abıyım işte.

Mecnun: Yeni sezonu izleyecek misin abi?

İsmail Abi: Al işte. Mecnun, senin hiç ağzından çıkanla kulağının işittiğinin farkında mısın hiç sen? Tabii ki izleyeceğim.

Mecnun: İyi abi o zaman, görüşürüz.

İsmail Abi: (El sallar.)

***

Yeni sezonu kaçırmayın derim.