top of page

Yine Bir 21 Mart ve Yine "Barış"


Yine bir nevruz gününde, kendi deyimiyle ülkemize "40 yıldır" kan kusturan terör örgütü lideri mektup yazıyor.

Ve Meclis’teki vekiller bunu aktarıyor:

"Ülkemiz halklarının, demokrasi, özgürlük, kardeşlik ve onurlu barışı için yürüttüğümüz mücadele bu gün tarihi bir eşiktedir. Kırk yıllık hareketimizin acılarla dolu geçen bu mücadelesi boşa gitmediği gibi aynen sürdürülemez bir aşamaya da varmış bulunmaktadır. Tarih ve halklarımız bizden dönemin ruhuna uygun bir demokratik çözümü ve barışı talep etmektedir. Bu temelde tarihi Dolmabahçe Sarayında, hepimizce resmen ilan edilen on maddelik deklarasyon temelinde yeni bir süreci başlatma görevi ile karşı karşıyayız."

"Kırk yıllık hareketimizin mücadelesi boşa gitmedi!" diyor.

Evlat acısı çeken analar hiçbir öneme dahil değilse bu neyin mücadelesi?

*

"Aynen sürdürülemez bir aşamaya varmış bulunmaktadır!" diyor.

Artık bu mücadele bitti ve müzakere aşamasını sonlandırdık, diyor.

Ve ekliyor:

"Dolmabahçe Sarayı’nda yeni bir süreci başlatacağız."

*

Mektubun devamında Öcalan,

"Deklarasyon gereği ilkelerde mutabakat oluşmasıyla birlikte PKK'nin Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yaklaşık kırk yıldır yürüttüğü silahlı olan mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uygun siyasal ve toplumsal strateji ve taktiklerini belirlemek için bir kongre yapmalarını gerekli ve tarihi görmekte"dir.

Yani PKK, düşman bir ülke gibi, 40 yıldır Türkiye Cumhuriyeti’ne silahlı bir mücadele sürdürmektedir. Ve öyle bir aşamaya gelmiştir ki, bir KONGRE planlamaktadır.

*

Ve Öcalan umar ki: "İlkesel mutabakata en kısa sürede varıp Parlamento üyeleri ve İzleme Heyetinden teşkil edilen bir Hakikat ve Yüzleşme komisyonundan geçerek bu kongreyi başarıyla realize etme durumunu yaşarız."

Ne dersiniz: Öcalan, AKP desteğiyle reel olarak böyle bir kongreye katılır mı?

Pek uzak değil, değil mi?

*

"Kapitalist emperyalizmin genelde son iki yüz yıllık, özelde son yüz yıllık gerçeği şudur: Ulus devlet milliyetçiliği temelinde etnik ve dini kimlikleri özüne ters biçimde içe doğru kapatıp birbirlerine düşman etmek, yani böl-yönet politikasına uygun olarak varlığını acımasızca günümüze kadar sürdürmek!"

Ulus devletin özünü farklı yerlere çekip etnik milliyetçiliği, böl-yönet politikasını kendilerinde bulup insanları düşman edenler kimlerdir?

*

İşin özü: Yıllardır süren AKP-DTP(HDP) ittifakındaki süreç, Öcalan’ın da ifadeleriyle artık farklı bir boyuta ulaştı.

Sürekli barıştan bahsedenlerin barışa ne denli önem verdiği, günümüzde, özellikle üniversitelerde boy gösteren PKK hareketlerinden görülebilir.

***

Barış elçileri, barışseverler, tatlı barışçılar,

Sorum size:

Barıştan, halkların kardeşliğinden bahsedenlerin içinde kendinden tek bir şey bulabildin mi?

Madem barıştan yanayız, neden halkların kardeşliğinden bahsedenler içinde Türk’e dair bir şey yok?

Featured Posts
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Recent Posts
Archive
Search By Tags
Henüz etiket yok.
Follow Us
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page